Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı, Allianz Hayat ve Emeklilik Şirketleri Genel Müdürü Taylan Türkölmez, emeklilik sistemi ve emekliler konusunda yaşanan sorunların çözümünün tamamlayıcı emeklilik olduğunu belirterek, “Tamamlayıcı emeklilik bu ülkenin olmazsa olmazıdır” dedi.
Tamamlayıcı emekliliğin, sosyal güvenlik sisteminin yerine geçmeyeceğini, alternatif değil, tamamlayıcı bir model olduğunu belirten Türkölmez, “Çünkü bizim emekli maaşlarının tamamlanmasına ihtiyacımız var. Tamamlayıcı emeklilik ikinci bir emekli maaşı alınmasını sağlayacak” şeklinde konuştu. İşveren katkısını olması, sistemden istendiği zaman çıkılamaması ve emekli olana kadar sistemde kalınmasının tamamlayıcı emekliliğin üç temel unsurunu oluşturduğunu ifade eden Türkölmez, “Dünyadaki uygulamalar da böyle, bizde de böyle olması gerekiyor ama bunun içinde sistem üzerinde toplumsam uzlaşı gerekiyor” şeklinde konuştu.
SORUNLARI BİRLEŞTİRMEYELİM
Taylan Türkölmez, “Tamamlayıcı emeklilik kıdem tazminatını da içine alacak mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Geçmişte tamamlayıcı emeklilik sistemini, kıdem tazminatının fonlu sisteme geçişi olarak ve kıdem tazminatını sisteme entegre ederek tartıştık. Şimdi de aynı şekliyle tartışmaya çalışıyoruz. Tamamlayıcı emeklilik sistemi ve kıdem tazminatı, ikisi de çözülmesi gereken konudur. Biz diyoruz ki, kıdem tazminatı sorununun nasıl çözülmesi gerektiği konusunu istiyorsanız başka bir zaman konuşabiliriz; ancak iki çözülmesi gereken konuyu bir yerde birleştirmeyelim. Biz kıdem tazminatını bir kenara koyalım. İlk önce şu tamamlayıcı emeklilik sisteminin nasıl tasarlanması gerektiği üzerinde tüm paydaşlarla el sıkışalım, sonra da yola çıkalım.”
ÜÇLÜ MODEL KURGULANACAK
Türkölmez, tamamlayıcı emeklilik sisteminde işveren katkısının yüksek olması gerektiğini, ancak günün şartlarında işverenlerin yükünün ağır olduğunu vurgulayarak, bu konuda şu değerlendirmeleri yaptı: “Biz diyoruz ki işveren katkısı yüzde 3 olmalı, çalışan da yüzde 3 koymalı. Başlarda illa da işveren tarafında yüzde 3 ila başlamayabiliriz, belki yüzde 1 ile başlarız. Bireysel emeklilikte yüzde 30 devlet desteği var. Bu sistemde de devlet desteği olabilir. İşveren, devlet, çalışan katkılı bir modeli kurgulayabiliriz ve oranları başlarken daha makul bir seviyede tutup; yavaş yavaş olması gereken seviye çekebiliriz. Çalışanların bu sisteme hangi yaşta gireceği, emekliliğe ne kadar dönemi kaldığı da önemli. 25 yaşında yeni mezun biri için yüzde 3’lük katkılar makul olabilir ama emekliliğine az süre kalmış olanların daha yüksek katkı yapması gerekir.”